Uykunuzu Kaçırmaya Yetecek En Sağlam 10 Dehşet Oyunu

Korkmayı neden seviyoruz? Endişe önemli bir dikkat dağıtıcıdır. Bilhassa makus geçen bir günde tasa dolu hisler yaşıyorsak, dehşet içerikleri tüm bunları kaybetmemize neden olur. Kaygı sineması izlemek ya da endişe oyunları oynamak aslında başınızı boşaltmak ve rahatlamak için en güzel formüller ortasında yer almaktadır. Beyin, endişeyle tetiklendiğinde birçok kaygı ve telaş bozukluğunu kenarı atmakta yalnızca “o ana” ağırlaşmaktadır.

“RÖAAR” diye bağırıp bir anda karşınıza karanlıktan çıkan yaratıklardan bıktıysanız bu serimiz tam size nazaran. Tek kişi yahut çoklu oyuncu takviyesi olan dehşet oyunları içinden birçok oyunu listeleyeceğiz. Bilhassa dehşet oyunlarının en değerli modülü olması gereken “ruhsal endişe” tesirini de hissedeceksiniz.

Dehşet oyunu listesi

• Outlast
• Amnesia Serisi
• Metro Exodus
• Until Dawn: Rush of Blood
• Resident Evil 7
• The Medium
• Nosferatu: The Wrath of Malachi
• Until Dawn
• The Cat Lady
• Call of Cthulhu

Outlast

Amnesia şeklinde yapılmış lakin oyuncuyu ruhsal olarak da yıpratmayı hedefleyen epey “kült” kaygı oyunları içinde yer almaktadır. Bu oyunu hala oynamadıysanız ya da hiç izlemediyseniz çok şanslısınız. Vahşeti ardınızda hissedeceğiz Outlast da kendinizi daima kaçarken bulacaksınız. Oyunun en enteresan tarafı bu oyunda hareket eden her şey sizin için inanılmaz bir tehdit ögesi.

Bir kamerayla koşarken bir insan ne kadar dayak yiyebilir? Ben gazeteci adamım kendimi burada nasıl buldum? Bunlar daima sorulabilecek sorular. Hele ki akıl hastanesinde yediğiniz birinci tokat sonrasında önemli bir travma geçirebilirsiniz uyandıralım. Oyun sahiden sizi korkutma konusunda büyük bir efor sarf etmeden bunu yalnızca atmosferiyle yapabiliyor. Düşünün ki “terk edilmiş akıl hastanesinde 1 gece” isimli bir VR oyun olsaydı yalnızca atmosferinden kaynaklı birçok kişi epey korkardı. Bu ortada bu oyunu hala oynamayanda ne bileyim…

Amnesia Serisi

Endişe oyunları dünyasının yeniden kült oyun serilerinden biri haline gelmiş Amnesia hakikaten oyunculara epey farklı bir tecrübe sunuyor. Amnesia için dünyanın en sığ anlatımı “oyunda canavarlar var, delirmemek için uğraşıyorsun ehehehe” yazmak olurdu. Bu oyun serisi H.P. Lovecraft’ın Call of Cthulhu evreninden önemli esinlenmeler barındıran ve bulmaca çözdürürken insanı korkutan bir yapıya sahip. Amnesia: Rebirth, Amnesia: The Dark Descent ve Amnesia: A Machine for Pigs’in kendine has kıssaları ve kaygı ögeleri var.

Oyun sizi çoklukla “yalnızlıkla” sınıyor. Tüh tek başımayım kimsem yok derken, üzerine ruhsal baskı ve buna karşın çözmeniz gereken bulmacalar işin içine girince Amnesia tam manasıyla bir “korku ve baskı simülasyonu” haline giriyor. Oyunun her serisi muazzam eğlenceli olduğunu unutmadan, kesinlikle öyküyü anlayarak oynamaya çalışın. Oyunda bulacağınız her modül sonrası adeta bir kitabı yaşıyor üzere olmanıza neden olacak.

Metro Exodus

Rus muharrir Dmitry Glukhovsky’nin romanı olan Metro serisi, kıyamet sonrası endişe oyunlarından en uygunu olabilir. Nükleer savaş sonrası Moskova’da geçen oyunda umut ve dehşet hisleri içinde kayboluyorsunuz. Metro tünelleri içinde Artyom’un eşiyle öteki insanları bulmaya çalışıp, nükleer savaşın insan ve tabiata vereceği ziyan konusunda önemli bir tecrübe sahibi olacaksınız.

Metro Exodus’da moralinizi daima yüksek tutmaya çalışmak epey sıkıntı olacak keza bu oyunun en değerli sistemlerinden biri. Oyun finalini bile etkileyen bu durumda verdiğiniz her karar, yaptığınız her aksiyon epey kıymetli. Metro serisini kesinlikle lakin kesinlikle oynamanızı öneririz. Oyunun Fallout serisinden en değerli farkı “Metro’nun karanlık atmosferi”. Oyunda çok önemli kararlar vermeniz gerekecek hatta bir insan hayatına son vermenin aslında karakteriniz için ne kadar önemli tesirleri olduğunu fark edeceksiniz.

Until Dawn: Rush of Blood

Tabiri caizse tek sözle psikoloji dağıtan. VR olarak piyasaya sürülen Until Dawn: Rush of Blood, bir roller coaster üzerinde nasıl bir maceraya girebilirim konusunu net olarak cevaplıyor. Oyunun VR oyunu olmasından ötürü efektif bir dehşet atmosferi yaratılmış. Hatta meşhur “domuzlu bölüm” her an gözlerinizin önüne gelebilir.

Oyunun en enteresan tarafı birçok “fobialara” yükleniyor olması. Palyaço korkusu, cansız modeller, mezbahane, dehşetli müzik kutuları vs. birçok enteresan insanın aklını alabilecek öğe oyun içinde mevcut. Artık oyun hakkında ne yazsak önemli spoiler olacak aslında. VR aygıtınız varsa kesinlikle oynayın, yoksa kesinlikle oynayan birini izleyin. Not: Oyunun müzikleri o kadar hudut bozucu ve tansiyon arttırıcı ki oyunu bitirdikten sonra “ne yaşadım ben ya” diyebilirsiniz.

Resident Evil 7

Neden RE serisi değil de 7 diyebilirsiniz. Resident Evil 7’nin, Resident Evil serisiyle alakası pek yok. Hatta bu oyunu Capcom; “Neden Resident Evil diye çıkarttı sanki ya?” diye sorgulayabilirsiniz ki bu da epey olağan. Ethan Winters’ın eşi Mia’yı aradığı Baker ailesinin fantastik meskeninde başınıza gelmeyen kalmıyor. Bu ortada hakikaten başınıza gelmeyen kalmıyor yani. Olaylar o denli bu türlü değil.

Hayatta kalma ve kaygı tipinde muazzam bir imal lakin oyun aslında “RE” değil. Tutsak olarak kaldığınız bir konutta başınıza hem fantastik hem de içinden çıkılmaz olaylar gelecek. Bu ortada ben endişe oyunlarını çok seviyorum diyorsanız ve Resident Evil 7’yi oynamadıysanız kesinlikle oynayın. Oyun hakkında ne yazsak sürpriz bozan olacak bundan ötürü da en güzeli, sizi oyunu oynamaya davet edelim.

The Medium

Marienne’nin acılarla ve travmalarla geçen vahim kıssasını anlatan The Medium, 2021 yılının en başarılı kaygı üretimleri ortasına girebilir. Ruhsal dehşet cinsinde şahane bir kıssa ve oyun yapılmış, bu nedenle Bloober Team’i tebrik etmek gerekiyor. İkili gerçeklik modu barındıran oyunda cehennem gibisi bir yere gidip geliyorsunuz. Oyun bulmacalar tarafından sahiden çok varlıklı fakat oyunun temel odaklanmanız gereken noktası Marienne’nin yaşadığı hisler.

Ruhsal kaygı tipinde oyunlar nitekim bitirildikten sonra insan hayatında önemli tesirler bırakıyor. The Medium’da birçok his geçişi yaşayacaksınız; oyunun atmosferi, müzikleri ve öyküsü sizi kendinizden geçirecek. Kesinlikle alıp oynamanız gereken oyunlar listesine alabilirsiniz.

Nosferatu: The Wrath of Malachi

Çok eski, çok kült, çok klasik lakin hala korkutuyor. 2003 yılında piyasaya sürülmüş bir oyun insanın aklını nasıl alabilir? Bu soruyu lütfen kendinize bol bol sorun, hatta tahminen Nosferatu hakkında bir inceleme yazısı bile yazılabilir. Karanlık ve vampirlerle dolu bir şatoda başınıza gelmeyen kalmayacak.

Kardeşimiz Rebecca’ya aşık olaran Malachi isimli vampir, şatoya bütün aileyi toplamış her birini öldürmeye başlamıştır. Akrabalarımızı kurtarıp, Malachi ile amansız bir çaba içinde olduğumuz oyunda şunu unutmamalısınız; “Kutsal su, gümüş mermiler ve kazıklar hayat kurtarır.” Tüm klasik vampir kültlerinin olduğu oyunda müziklerden ötürü atmosfer efsane yansıtılmış. 2003 yılı üretimi bir oyun insanın aklını nasıl alır göreceksiniz.

Until Dawn

VR oyununa istinaden şunu öncelikle net olarak belirtelim; “Bir oyunu farklı sonlarla bitirmek için kaç kez oynayabilirsiniz?”. Kelebek tesiri nedir? Sorusuna karşılık alacağınız Until Dawn hakikaten endişe oyunları içinde son devrin en başarılı oyunlarından biri. Oyuna başladığınızda birinci aklınıza şu gelebilir, bu baya klasik dehşet sineması senaryosu diyebilirsiniz fakat işler o denli sandığınız üzere ilerlemiyor.

Endişe ve tansiyonu tabanına kadar hissedeceğiniz Until Dawn’da insanların verdikleri kararlar öbür insanları nasıl etkiliyor? Hayatınızdaki en zayıf halka kim? Geçmişi değiştirmek mümkün mü? Red Rose Konağı nitekim psikoloji olarak sizi çok zorlayacak olaylara hamile kalıyor. İşin hoş kısmı oyundaki karakterlerin her biri birçok dizi sinemadan tanıdığınız gerçek beşerler. Dürüstlük ve palavra işleri ne kadar karmaşıklaştırabilir? Until Dawn oynarken öykünün ne kadar düzgün işlendiğini o denli anlayacaksınız ki “konsol başından kalkmak” istemeyeceksiniz.

The Cat Lady

Kedileriyle yaşayan Susan Ashworth’un intihar etmesi sonucunda dünyaya geri gönderilip yaşadığı olayları husus alan The Cat Lady, ruhsal kaygı tipinin değerli oyunlarından biri haline geldi. Indie oyun nasıl oldu da “kült” imaller içine girdi sorusunun karşılığı oyun içinde gizli. Oyunun birçok sahnesinde gereksiz bir rahatlama yaşıyorsunuz. Oyuncular bu rahatlamayı; “Ya işler yoluna girdi herhalde” diye nitelendirse de aslında çabucak gerisinden değişik fecî bir olay tetikleniyor.

Oyunda ne vakit gerçek ne vakit değil anlamak çok sıkıntı. Gerçek hayatta yaşanabilecek birçok psikopatça ayrıntı The Cat Lady’nin içinde var. Oyunu birinci gözlemlediğinizde grafikleri ya da oyun mekanikleri size çok garip gelebilir fakat oyunda hem sanat hem de önemli bir kıssa var. Bulmacalarla dolu The Cat Lady nitekim ruhsal endişe severler için bir baş yapıt.

Call of Cthulhu

H.P. Lovecraft kıssalarını seviyor ve Cthulhu efsanesi konusunda biraz fikriniz varsa bu oyun tam sizlik. Hiç duymadıysanız ve dehşet oyunlarını seviyorsanız yeniden bu oyun sizlik. Ya ben yalnızca gizem ve araştırma seviyorum ikisiyle de işim olmaz diyorsanız Call of Cthulhu yeniden sizlik. Oyunda 1924 yılında özel dedektiflik yapan Pierce’ın Darkwater isimli bir adada Hawkins ailesi ve adanın gizemlerini çözmeye çalıştığı bir öykünün içinde kayboluyoruz.

Ada halkının ve ailenin sırları öylesine derin ki kime güvenmelisiniz ya da güvenmemelisiniz bilemiyorsunuz. Okült tarikatların, akıl hastanesinde gerçekleştirilen saklı deneylerin ve kurban merasimlerinin ortasında kalıyorsunuz. Bu ortada bu olaylardan birine bahsettiğinizde sanki bu adam hain mi? Diye de bol bol soruyorsunuz. Oyunda her verdiğiniz karar sizi diğer bir istikamete götürüyor, her yaptığınız iş bir orta sokakta ağzınızın kırılmasıyla sonuçlanabiliyor. Oyunda hakikaten çok geriliyor, çok şaşırıyor ve korkuyorsunuz. Call of Cthulhu’nun yıllar sonra bu türlü bir oyununun çıkması sahiden hem öyküyü severler için hem de görüntü oyun bölümü için muazzam bir tecrübe yaratmış. Bu oyunu denemediyseniz bir halde denemenin yolunu bulmanızı öneririz.