David Fincher’dan Joker Eleştirisi: Akıl Hastalarına İhanet

Hollywood’un en tanınan direktörleri ortasında yer alan ve Dövüş Kulübü, Gone Girl, Toplumsal Ağ, Benjamin Button’ın Tuhaf Öyküsü üzere pek çok ikonik üretimin altında imzası bulunan direktör David Fincher, geçtiğimiz yılın en çok konuşulan sinemalarından Joker hakkında dikkat çeken açıklamalarda bulundu.

Todd Phillips’in direktör koltuğunda oturduğu Joker’in, gerçek bir akıl hastalığını referans almasına karşın hastalığı tasvir etme biçiminin yanılgılı olduğunu lisana getiren Fincher, sinemanın gerçek hayatta bir akıl hastalığından muzdarip olan insanlara ihanet ettiğini lisana getirirken; akıl hastalığının, Joker’in toplumun geneline karşı duymuş olduğu dizginlenemez nefrete bir yer olarak indirgendiğini söz etti.

“The Dark Knight’tan evvel stüdyolar, Joker sinemasını çekmek için risk almazlardı”

Direktör Todd Phillips’in Joker karakteriyle ilgili referansları hakkında da konuşan Fincher, Joker’in aslında Martin Scorsese’in direktörlüğünü yaptığı Taxi Driver sinemasındaki Travis Bickle ile The King of Comedy sinemasındaki Rupert Pupkin’in birleşimi olduğunu ve Christopher Nolan’ın The Dark Knight sinemasından evvel stüdyoların bu türlü bir sinema için risk almayacaklarını söyledi.

David Fincher’a nazaran Joker, temelde akıl hastalığı bulunan insanların yanında olan, kendi denetimleri dışındaki bir rahatsızlık nedeniyle toplumun genelinden dışlanan beşerler ismine konuşmaya çalışıyor ve seyircileri, akıl hastalığı bulunan beşerler ile empati kurmaya zorluyor.

Buradaki temel sorun ise bu empati hissinin, DC evrenindeki en ‘kötü’ karakterlerden biriyle verilmeye çalışılıyor olması. Bir öbür deyiş ile Joker sineması, güzel bir hedef güdüyor olsa da akıl hastalığını, Joker’in fecî mirası ile birleştirdiğinden Fincher’ın tabiri ile akıl hastalarına ihanet ediyor. Joker sineması ile ilgili ayrıntılı incelememizi buraya tıklayarak okuyabilirsiniz.