Bilim Heyeti Üyesinden Maske ve Eldiven Açıklaması

Koronavirüs salgınıyla birlikte günlük hayatımızın bir modülü haline gelen maskeler ve kullanımı konusunda tartışmalar bulunan eldivenler ile ilgili, Sıhhat Bakanlığı Bilim Heyeti üyesi ve Gülhane Eğitim ve Araştırma Hastanesi (GATA) Ağır Bakım ve İç Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Levent Yamanel’den kıymetli açıklamalar geldi. 

Maskeler uzun mühlet daha bizimle

Maskeleri ne kadar daha takacağımız sorusu şu an için hepimizin en çok karşılık aradığı soruların başında geliyor ve Yamanel’e nazaran bu yılın sonlarına kadar maske takmaya devam edeceğiz. Bahisle ilgili olarak “Virüsle gayretin iki basamağı var. Bir önlem, iki tedavi. Önlem basağımız çok güçlü oldu, halkımız tarafından uygun benimsendi ve alınması gereken önlemleri uyguladık. Bu nedenle şu an âlâ durumdayız. Lakin bunu devam ettirirsek düzgün durumumuz da devam eder. Şayet bu önlemleri devam ettiremezsek hadise sayılarının arttığını görürüz. Bundan kurtulabilmemiz için küresel bir bağışıklığın olması gerekiyor. Bu da aktif bir tedavinin, aktif bir aşının bulunmasıyla mümkün olacak. Şu an çok önemli aşı çalışmaları yapılıyor. Ancak aşı çalışmaları 1-1,5 sene sürüyor. Buna bağlı olarak en baştan beri süreci de hesaplarsak şayet bu yılın sonuna kadar maske takacağımızı öngörebiliriz” biçiminde konuşan Yamanel, salgının şimdi ülkemizi de dünyayı da terk etmediğini, alınan önlemlere şimdiye kadar uyulduğu için olay sayılarının azaldığını ve bu güzel gidişatı muhafazanın tek yolunun da toplumsal uzaklık ve hijyen kurallarına uymaktan geçtiğini belirtti. 

Eldivenler risk oluşturuyor

Eldiven kullanımının riski artırdığını ve denetimli kullanılmaması sonucunda tehlike arz ettiğini de ekleyen Yamanel bu bahiste ise ”Eldiven taktıktan sonra yalancı bir özgüven oluşuyor ve akabinde bu eldivenle kişi o hisle her yere dokunabiliyor ve böylelikle alınan mikropları her yere bulaştırma ihtimali de oluyor. Bu nedenle yalancı özgüveni oluşturmamak için eldiveni önermiyoruz. Yalnızca el hijyenini öneriyoruz” sözlerini kullandı.

Olağanlaşma periyodu ile birlikte yaşanan toplumsal ‘rahatlama’ sonrası önlemlere uyulmayadığını ortaya koyan pek çok görüntü ile karşılaşmıştık. Açıklanan son olay sayıları ise tekrar yükselişe geçmiş durumda. Bu sebeple içinde bulunduğumuz periyodun ‘normalleşme’ değil ‘normalleşmeye çalışma süreci’ olduğunu unutmayarak hareket etmeli, önlemi elden bırakmamalı; her biri tıbbi atık olan ve kesinlikle titiz bir biçimde çöpe atılması gereken maskeleri kullandıktan sonra sokaklara atarak virüs tehlikesinin önünü daha da açmamalıyız.